Efsane Olmak; Ata Özer'in Agresif Başarı Hikayesi
İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne kadar uzanan bir başarı hikâyesi...
Ama bu, her önüne gülümseyene tebessüm ederek, güçlüye boyun eğerek, koltuğunu koruma derdiyle yol alan bir yöneticinin değil.
Bu, gerektiğinde masaya yumruğunu vuran, haklıyı korurken haksızın gözünün yaşına bakmayan, agresif ama adil bir adamın hikâyesi.
Bu bir efsane: Ata Özer.
Balat’ta, okuma yazma bilmeyen bir annenin, marangoz bir babanın çocuğu olarak doğdu. Leğende yıkandı, yalınayak mahallede dolaştı. Futbol tutkusu onu Trabzonspor’a kadar taşıdı. uzun yıllar profesyonel futbol oynadı, ama maaşını değil, taksisinin geliri ile geçindi; maaşını öğrencilerine harcadı.
Okul müdürünün "Bir koltuğa iki karpuz sığmaz" dediği yerde, Ata Özer "Ben üç karpuz sığdırdım" diyerek, futbolculuğu, öğretmenliği ve yöneticiliği aynı yürekle yürüttü.
Disiplini elden bırakmadı, ama öğrencinin göz hizasından hiç inmedi. Başarılı öğrecilerine altın takdim ederken “Damadın babasından bir altın” diyecek kadar da içten ve samimiydi. Çünkü samimiyet, makamla değil yürekle kazanılırdı.
Hiçbir zaman sistemin sıradan bir dişlisi olmadı. Otakçılar ve Şehremini gibi zor okullarda müdürlük yaptı, ama kimseye usulsüz kayıt yapmadı diye “sürüldüğü” yerde bile iz bıraktı. Müdürlük koltuğunu değil, öğrencisini düşündü.
İstanbul’da liseler şiddetle anılırken o, öğrencileri tiyatroya, münazaraya, kitaplara ve sahalara yönlendirdi.
Nazım Hikmet de okutacağım dedi, Yahya Kemal’i de... Çünkü ayrımcılıkla değil, kültürle büyür gençlik dedi.
Ata Özer; yüzü hep gülene, makamın hatırına eğilene benzemedi.
Onun agresifliği kişisel değildi, bir yönetim tarzıydı.
O agresifliği sayesinde saygı gördü, sistemin değil halkın gözünde efsaneleşti.
Korku değil sorumluluk taşıdı, dalkavukluk değil mertlik sergiledi.
Öğretmeni, öğrenciyi, müdürü ve memuru aynı kararlılıkla sahiplendi.
Bugün hâlâ eğitim alanındaki yolculuğuna devam ediyor. Şu anda İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Spor, Kültür ve Sağlık Daire Başkanı olarak görev yapıyor; tecrübesini ve kararlılığını yeni kuşaklara aktarıyor.
Bugün bir okul müdürü, ilçe müdürü, il müdürü ya da bir yönetici olmayı hayal eden herkesin şu soruyu kendine sorması gerekir:
Gülümsediğin herkes seni seviyor mu, yoksa seni yönetiyor mu?
Ve şu sorunun cevabını net vermeli:
Ben Ata Özer gibi, gerektiğinde sert ama her zaman adil bir yönetici olabilir miyim?
Çünkü unutma:
Her güleni değil, her kararlı olanı tarih yazar.
Ve Ata Özer gibi AGRESİF, disiplinli, yürekli, içten ve kararlı yöneticiler… Ancak onlar efsane olur.